Tonlarca para harcadınız, bakanlıktan izin aldınız, ticaret odasına kayıt ettirdiniz, ticari sicil ve kuruluş gazetelerine ilan verdiniz, maliyeden vergi levhanızı aldınız, valilikten ve belediyeden gerekli izinleri de aldınız ve bunca bürokratik işlemi başarı ile hallettikten sonra nur topu gibi bir işletmeniz oldu.
Sıra geldi firmaya şöyle afilli bir web sayfası yapmaya. Görseli bol olan,hareketli, efektli ve sayfaya giren insanlara kurumsal bir hava yaratacak cinsten bir web sayfası. Başkandan mesaj, şirket profili, lokasyon bilgisi, tarihçe, referanslar derken sıra en önemli noktaya geldi. Ve şirketinizin misyonu ve vizyonu! Bir web sayfasında olmazsa olmaz bir özellik.
Misyonumuz insani değerlere saygılı, çalışanına değer veren her türlü fikre saygılı, çevreye değer veren.vb. Vizyonumuz her geçen gün hizmette gösterdiğimiz kalite anlayışıyla sektörümüzde öncü bir kuruş haline gelmek vb. kulağa ne kadar hoş geliyor bu süslü cümleler öyle değil mi? Oysa şirketi tanımak için sadece web sayfasında yazan süslü cümlelere itibar etsek, kafamızda bambaşka bir kurum profili belirir.
Çoktandır iş arıyorsunuz ve tam da istediğiniz tarzda sektörünün öncüsü olduğunu iddia eden bir şirket sizi iş görüşmesine çağırdı. Sevinçten havalara uçuyorsunuz, web sayfasında insana değer veren kaliteyi ön planda tutan bir şirket olduklarını yazmışlardı. Beklenen gün geldi çattı! Ve siz en janti elbisenizi giydiniz, kişisel bakımınızı yaptınız ve randevu saatinde orada oldunuz.
Heyecan içerisinde danışmada beklerken, bir İK yetkilisi sizi bir odaya aldı ve iş başvuru formunu uzattı. Sorulara cevap verdiniz ve formu doldurdunuz. Danışma personeline formunuzu doldurduğunuzu söylediniz. O da ik yetkilisine söyledi. Yetkili yanınıza geldi ve sizi biraz bekleteceğini söyledi.Siz de çoktandır işsiz olduğunuz için bu işi kaçırmamak adına nazik bir dille beklerim tabii dediniz. İk yetkilisi oradan uzaklaştı.Yarım saat oldu,odada teksiniz ve gelen giden de olmadı. Bir saat geçti yine gelen giden yok. İçinizden şirketin web sayfasında okuduğunuz insana saygı ve değer kavramlarını düşünmeye başladınız.
Oraya yazılan bir çok şeyin aslında sadece yazıda kaldığını daha mülakat sürecinde anlamaya başladınız. Sonra sıkıldınız ve danışma personeline "İK dan neden kimse gelmiyor?" diye sordunuz. Görevli, İK müdürünün dışarıda olduğunu ve görüşmeyi onun yapacağını size söyledi.
Neden size hiçbir bilgi vermeden orada saatlerce beklettiler?Görüşmeyi İk müdürü yapacaksa ve onun da işi çıktığı için şirket dışındaysa, neden görüşmeyi bir başka İk yetkilisi yapmıyor? Neden ortada onlardan kimse yok? İnsan bir kaynak mı? Yoksa değer mi? Bu mudur insana verdiğiniz değer? Şeklinde kafanızda bin bir türlü sorular sorarak oradan ayrılıyorsunuz.
Onca uğraş vererek kurduğunuz işletmenin web sayfasında yazdığı, insana saygı ödülleri ve saygı anlayışının göstermelik olduğunu görüşmeye gelen aday anlamış oluyor ve aday İk sektörünü sorgulamaya başlıyor.
İnsan kaynakları personelleri olarak bizler kurumun misyonunu ve vizyonunu temsil eden insanlarız. Dolayısı ile adayın gözünden bir değerlendirme yaptığımızda, zaman zaman insana değer anlayışı ile yapılan davranışların örtüşmediğini görüyoruz.
Web sayfasına yazdığımız güzel cümleleri İk ne kadar uygulayabilirse, şirket o derece kurumsal bir yapıya dönüşür.Aksi halde okuyan insanlar için orada süslü birer cümle olarak kalırlar.
Mesut YÜKSEL
0 yorum:
Yorum Gönder