Pırıl pırıl aydınlık bir güneş her sabah bizi pencereden selamlıyor. İçimizi ısıtıyor ve yaşama sevincimiz artıyor. Ancak içinde bulunduğumuz durumu düşününce bazen güneş bile bazı durumları aydınlatamıyor endişesine kapılıyorum. İnsanlar gelecek kaygısı taşıyorlar. Son verilere göre işsizlik 12 milyon düzeyinde olduğu ifade ediliyor. ( Resmi rakamlara göre ) Benim şahsi düşüncem her ailede aşağı yukarı bir işsiz bulunuyor. Dolayısı ile rakam 20 milyon civarındadır.
Bir ülke düşünün? Sürekli her şehirde ve bölgede üniversite açan ( Bence aydınlanma adına çok iyi bir şey ) Fakat o üniversiteden mezun olan gençlere iş imkanı yaratılmıyor. Bu gençler kültürlü, bilgili ve donanımlı bireyler olarak ekonominin ve milli gelirin artması için hizmet etmesi gerekirken iş bulamadıkları için kahve köşelerinde, orda burda heba olup gidiyorlar. Ülke nüfusunun büyük bir kısmı işsiz. Dolayısı ile tüketen bireyler.
Oysa yeni iş sahaları ve fabrikalar açılsa bu insanlar ülke ekonomisine katkı sağlayacak ve ekonomimiz dünya ekonomileri ile rekabet eden bir hale gelecektir. Sosyal medyada dolaşırken İşkur'un geçen bir açıklama yapmış olduğunu gördüm. Açıklama aynen şöyleydi "240 Bin kişi iş beğenmedi" İşkur Lisans seviyesinde mezun olan insanların mezuniyetleri ile ilgili İş bulmaları konusunda yetersiz kalmaktadır. Örnek vermek gerekirse; Lisans mezunu bir insana torna tesfiye yada gaz altı kaynakçısı işleri önerilirse tabiki bu işler tercih edilmeyecektir.
Dolayısı ile olayı herkes kendi açısından yorumlasa da gerçekler su götürmez bir şekilde karşımızda durmaktadır. Gelecek kaygısı nedeni ile insanlar endişeli bir durumda. Milyonlarca insanın sabah kalktığında tek düşüncesi evine ekmek götürebilmek. İşi olanların hayıflanıp şikayet ettiği ,olmayanların ise kapı kapı dolaşarak iş aradığı bir dünyada yaşıyoruz. Ülkemizde işe alımlar çoğu zaman referans ve etiket odaklı yapılmaktadır.
Yetenekli ve yaratıcı insanlara işletmeler genelde bir şans vermemekteler. Dolayısı ile bu bakış açısı uzun vadede ekonomik göstergelere de olumsuz bir şekilde yansıyacaktır. İşletmeler yetenekli ve yaratıcı beyinlerden çıkacak yeni fikirlerden gelecekte de var olabilmek için daha fazla istifade etmelidir. Dolayısı ile işe alımlarda etiket odaklılık yerine yetenek ve yaratıcılık odaklı bir bakış açısı uygulanmalıdır. Bir toplumda milyonlarca işsiz varsa ve bunların çoğu da etiket ( Diploma ) odaklı işe alım dolayısı ile işsiz ise bu durumdan korkun! Bir şeyler yanlış uygulanıyor demektir.
Firmalar ve yöneticiler günü kurtarma ve koltuk kaygısı ile çalıştığı sürece insanların umutları güneşi sisli bulutların örtmesi gibi puslu ve belirsiz bir hale gelecektir. Yaptığınız her işte önce vicdanınıza danışın! Onun onayı olduktan sonra yapmaya çalışın. "Karakteri işe al ve yeteneği eğit"! İnsanlar bin bir güçlükle bir üniversite diploması alıyorlar. Üniversitenin ismi mi önemli yoksa karakter, yetenek ve yaratıcılık mı? Herkes bunu bir düşünsün. Yaptığımız her işin bir gün mutlaka bizlerden hesabı sorulacaktır. Kimsenin hakkını yemeyin! ve doğru olana şans verin!
Sislerden arınmış güzel günlerde herkesin güneşin pırıl pırıl yansıyan ışıklarında umut dolması dileğiyle...
Sislerden arınmış güzel günlerde herkesin güneşin pırıl pırıl yansıyan ışıklarında umut dolması dileğiyle...
Mesut YÜKSEL
2 yorum:
Üniversite sayısının artması eğitim açısından önemli ama bir sürü okumuş işsizin ortada olması yüzünden piyasalar ara eleman sıkıntısı çekmekte ve hizmet üzerine kurulmuş iş yerleri iş sezonlarında oluşan taleplere yetişememekte. Artık çıraklık,kalfalık ve ustalığın hiç bir değeri kalmadı bu sebeple de sanayi sektörü robot işçilere yönelmekte. sonuç olarakta her ailenin okumuş bireyleri evde zaman geçirmekte ve tüketim kesimi,çalışan kesimin imkanlarını kısıtlamakta. Kendisine ve kendi işsizine yetmeye çalışan bireylerde yaratıcılıktan çok kaygı duyguları gelişmekte.
Fatma Hanım yorumunuz için çok teşekkür ederim.
Yorum Gönder