İnsan hayatının her evresinde yaptığı işler ile gönülleri fethedebilir yada kırabilir bu tamamen sizin hayattaki duruşunuz ile ilgilidir. Günlük hayatımızda insanlarla kurduğumuz iletişim ve iş yerimizde arkadaşlarımızla kurduğumuz iletişim neticesinde onların gönüllerinde iyi yada kötü bir iz bırakırız. Tıpkı müzik notalarının gönüllerde ve kulaklarda bıraktığı o müthiş ezgiler ve tınılar gibi. İyi yapılmış bir bestenin duygusu ne kadar yoğun ve üzerine yazılmış sözlerin de matematiği ne kadar başarılı ise o beste o kadar akılda ve yüreklerde kalıcı bir hale dönüşebiliyor .
Üzerinden onlarca yıl geçmesine rağmen bu besteler bir şarap gibi daha da lezzetli bir hale geliyor ve adeta klasikleşiyor. Bunu etkiyi insanlar üzerinde bırakabilmek elbette bir takım konularda başarılı olabilmenizden geçmektedir. Müzik kulağınız ve nota bilginiz yok ise bu işin matematiğini de bilmiyorsunuz demektir. Yaptığınız besteler ve yazdığınız sözler olsa da işin mutfağını (ilmini) bilmiyorsanız ortaya çıkardığınız yapıtlar da kalıcı olmayacaktır.
Dolayısı ile insanların gönüllerini fethetmek önce yaptığımız işin mutfağını çok iyi bilmekten ve işimizi sevmekten geçmektedir. İş dünyasına bu noktada bir atıf yapar isek binlerce kişi ile sürekli mülakat yapan ve işletmeye en iyi personeli kazandırmak için çalışan İK personelleri insanların gönüllerini kazanarak işlerini yaptıklarında hem işletmeye bir artı değer kazandıracaklar hem de insanların gönüllerini kazanarak insana değer anlayışını işletme politikası olarak uygulamış olacaklardır.
Örgütün başında iyi bir orkestra şefi olduğunda her kafadan çıkan kakafoni yerini ritm duygusu ile kulağa hoş gelen armonilere bırakacak ve bu birlikten takım ruhu ve sinerji doğacaktır. İyi yönetilen bir örgüt iyi bestelenmiş bir şarkı gibidir. Bir duygu ve amaç birliği bulunmaktır. Lider örgütünü ortak amaç ile güdülediğinde matematik uyumu gibi bir denge içerisinde çalışan bir örgüt kültürü doğacaktır.
Herkesin insanca muamele gördüğü ve motive olduğu mutlu çalışanlar topluluğu işine daha sıkı bağlı ve çalıştığı kuruma aidiyet duygusu besleyen çalışanlar yaratacaktır. İnsanın olduğu her yerde saygı, sevgi ve düzgün kurulmuş bir iletişim de olmalıdır. İşletmelerin kuruluş amaçları kar etmektir. Kar ederken bir takım insani erdemleri de işletme politikasına yerleştirebilmeyi başarmış işletmeler hem çalışanlarının hem de toplumun gönlünde saygın bir yer elde etmişlerdir.
Yaptığımız her işte bir ressamın fırçasından tuale aktardığı o eşsiz renklerdeki gibi, yada bir şairin mısralarında yazdığı o derin duyguları hece hece işlediği gibi yada duyduğumuzda gönül telimizi titreten bir melodi gibi insana ve duygulara dair izler olması gerekir. Hoyratça yapılan her iş gönülleri kırarak talafisi çok güç kayıplara neden olabilir. Lider iyi bir orkestra şefi olamazsa kulak tırmalayıcı sesler örgütten gelmeye başlayacaktır.
Her insanın bir hikayesi vardır ve her insan değer gördüğünü hissetmek ister. Empati yapın, dinleyin, anlayın ve insanlara yardımcı olmaya çalışın. Hayat kısa ve ölüm yakın! Herkes arkasında bıraktığı eseri ile anılır ve henüz siz en iyi bestenizi yapmadınız! Bu günden tezi yok sıvayın kolları ve çalışmaya başlayın! İşinize aşk katın, duygu katın ve gönülleri fethedin! Arkanızda bıraktığınız ve gönülleri kazandığınız besteniz sizin en iyi eseriniz olarak anılacaktır!
Mesut YÜKSEL
2 yorum:
Eyvallah, yine harika bir yazı Mesut Bey. Özveri ile işime devam ediyorum. Ama böyle bir yazıya da ihtiyacım vardı açık söylemek gerekirse...
Teşekkür ederim.)
Yorum Gönder