İş dünyasında çalışan bir birey olmak, her şeyden önce istatistiksel olarak, son derece şanslı bir insan olduğunuzu göstermektedir. Eğer, işinizden keyif alarak çalışıyorsanız inanın, şansınız katmerli demek oluyor. Hal böyleyken, çalıştığı işinden çıkarılan yada iş bulamayan insanların psikolojisini, empati yaparak hiç düşündünüz mü? Bu tip insanlar, gittikleri görüşmelerde neler yaşarlar? Evde ve sosyal hayatta psikolojileri nasıldır? Eğer hayatınızın bir döneminde bile olsa, işsiz kalmadıysanız, bu duyguyu ve psikolojiyi anlamanız mümkün olmayacaktır.
Ancak, bu yazıyı okuduktan sonra, kafanızda bazı şeyler, daha belirgin bir hale gelecektir. İşsiz bir insan evli , çocuklu, bir de kiracı ise nasıl bir psikoloji içerisine girebilir? Burda bir empati yapalım. Gittiği her görüşmede kapıların yüzünde kapandığı bu tip insanlar zamanla toplumdan soğuyacak ve içine kapanmaya başlayacaktır. İş bulamamanın vermiş olduğu yıpratıcı psikoloji ile aile bireyleri ile her gün kavga gürültü ortamı oluşacak ve oluşan bu gergin ortam, işsiz bireyi saatli bir bombaya dönüştürecektir.
Bu savaştan, psikolojisini yıpratmadan mücadele azmi gösterip, iş başvurusu yapan ve şansı da yaver giden adaylar, bir süre sonra galip olarak çıksa da, her insan iş dünyasında bu şansı bulamayabiliyor. Dolayısı ile, çevremizde böyle insanlara uzanan yardım eli, bir aile faciasını önleyecek ve topluma olumlu katkıları olacaktır. Gazetelerde yayınlanan 3.sayfa haberlerine dikkat ettiniz mi? Çoğu işsizlik nedeniyle cinnet geçiren insanların ailesine, eşine ve çevresine verdiği zararları anlatmaktadır.
Bu tip bir psikoloji, toplumun geneline yayıldığında, insanların güvenli yaşama hakkını tehdit eden bir hale gelecektir. Dolayısı ile, milyonlarca işsizin olduğu bir toplumun yaratacağı cinnet hali, ülkenin temeline dinamit konmuş gibi, tehlike arz etmektedir. Bu dinamitin toplu halde infilak etmesi, elbette istemediğimiz bir durumdur. Ancak, serseri mayın gibi ortalıkta gezinen depresif insan profili, çevresine zarar verme eğiliminde olabilir.
Her insan elbette böyle olacak diye bir şey yok. Ancak, bu yazılanları her gün gazetelerin 3.sayfa haberlerinde okuyor isek, demek ki, bu psikoloji, çok tehlikeli boyutlara gelebilmektedir. İşsiz bir insan evine sığamaz. 4 duvar üstüne üstüne gelir, ailesi ile problemler yaşamaya başlar, çıkıp gezmek istese otobüs ve yemek parası da genelde sorun olur. İş görüşmelerine bazen borç harç gider ve çok iyi bir CV si yok ise kapılar yüzüne kapanır.
Sürekli bir dışlanmışlık ve değer görmezlik psikolojisi işsiz insana yaşatılır. Oysa, her insan, iş dünyasında gerekli saygı ve değeri görmelidir, üretmelidir , çalışmalıdır ve ülke ekonomisine katkıda bulunmalıdır. Milyonlarca işsizin olduğu toplumlarda, atıl iş gücü, ekonomik göstergelere de yansımayacağından, işsiz insanlar üreten değil, tüketen bir halk yığını olmaktadır. Dolayısı ile, ekonomiye katılacak her bir çalışan, artı değer olarak göstergelere yansıyacaktır.
İşverenler, işsiz insanlara karşı daha duyarlı olmalıdır. Devlet, İŞKUR vasıtası ile, yurt geneline yayılan istihdam politikaları uygulamalıdır. Özel sektör ve İŞKUR, el ele vererek, işsizliği önleme adına önlemler almalı ve planlamalar yapmalıdır. Bir toplumda issizlik ne kadar azalırsa, refah düzeyi de o kadar artacak ve insanlar üreten bir konuma geleceğinden, daha sağlıklı bir toplum psikolojisi oluşmaya başlayacaktır.
Ne kadar az işsiz, o kadar az cinnet ve sağlıklı bir toplum demek olmaktadır. Alınacak önlemlerle, toplum rehabilite edilmelidir. Her insan, bir değerdir ve yaşamını sağlayabilecek yeterlilikte bir işe girmeye hakkı vardır. İşsiz insanlara karşı çok daha duyarlı olun! tüketen değil, üreten bireylerin çoğalması, ülkemizi diğer ülkelerle rekabet edebilen bir düzeye taşıyacaktır.
Mesut YÜKSEL
8 yorum:
İşsizlik gerçekten zor. Hele ki bakmakla yükümlü olduğun kişiler var ise, daha da zorlanıyor insan.
Kesinlikle öyle Cevat Bey
"Sürekli bir dışlanmışlık ve değer görmezlik psikolojisi işsiz insana yaşatılır." oldukça güzel bir cümle. Aslında bu durum içinde yaşanılanlar cidden kolay değil. Arkadaşlar, insanlar herkes akıl hocası olur. Ancak kimse sonuca odaklı bir yardım da bulunmaz. Kimse el uzatmaz. Herkes kuru kuru konuşur.Duyguların öldüğü, insanların kendi sonuna odaklandığı ve başkasını önemsemediği bir dünyada, insanı anlamak için bir çaba da gösterilmiyor. Sonrada yalandan tasavvuf sözleri ve insan sevgisinden bahseden capsler paylaşıyoruz. Bu iki yüzlü bir gösteri. Her gün bedava (biletsiz) oynanıyor güzümüzün önünde.
Ancak onca sıkıntı içinde insan halen üretiyor ve yazılar yazabiliyorsa en önemlisi de budur. Güzel yazı için çok teşekkürler.
Teşekkürler Serkan Bey değerli yorum de düşünceniz için
Kısaca yazdıklarınız gerçek ve aydınlatıcı. Ben yaşadım ve yazdıklarınızda fazla veya eksik bir bilgi yok. Yalın ve çok zor kontrol edilebilen bir süreç. Hele de yalnız iseniz. Başarılı bir yazı tebrik ederim.
Ramazan GÖL
Kısaca gerçeği kelimeler güzel dökmüşsünüz. Ne fazla ne eksik ne de yanlış bilgiler var yazdıklarınızda. Hepsi harfiyen doğru. Ben yaşadım uzun bir süre. Bir de yalnız iseniz o daha da zor. Burada irade devreye giriyor kısmı olarak ta mantık. Tebrik ederim başarılı bir yazı ve umarım insanlara ulaşır okurlar. Gerçi yaşamayan tam olarak anlayamaz fakat dediğiniz gibi en azından insana empati kurduruyor ve düşündürüyor. Bu da büyük bir başarıdır Siz' in için Mesut bey.
Ramazan Bey teşekkür ederim yorum ve düşünceniz için.Umarim okuması gerekenler bu yazıyı okur ve gerekli dersleri çıkarırlar.
Yorum Gönder