16 Mayıs 2015 Cumartesi

GÜNEŞLİ BİR HAVADA SİSLİ BİR DÜNYA





 
Pırıl pırıl aydınlık bir güneş her sabah bizi pencereden selamlıyor. İçimizi ısıtıyor ve yaşama sevincimiz artıyor. Ancak içinde bulunduğumuz durumu düşününce bazen güneş bile bazı durumları aydınlatamıyor endişesine kapılıyorum. İnsanlar gelecek kaygısı taşıyorlar. Son verilere göre işsizlik 12 milyon düzeyinde olduğu ifade ediliyor. ( Resmi rakamlara göre ) Benim şahsi düşüncem her ailede aşağı yukarı bir işsiz bulunuyor. Dolayısı ile rakam 20 milyon civarındadır. 

Bir ülke düşünün? Sürekli her şehirde ve bölgede üniversite açan ( Bence aydınlanma adına çok iyi bir şey ) Fakat o üniversiteden mezun olan gençlere iş imkanı yaratılmıyor. Bu gençler kültürlü, bilgili ve donanımlı bireyler olarak ekonominin ve milli gelirin artması için hizmet etmesi gerekirken iş bulamadıkları için kahve köşelerinde, orda burda heba olup gidiyorlar. Ülke nüfusunun büyük bir kısmı işsiz. Dolayısı ile tüketen bireyler. 

Oysa yeni iş sahaları ve fabrikalar açılsa bu insanlar ülke ekonomisine katkı sağlayacak ve ekonomimiz dünya ekonomileri ile rekabet eden bir hale gelecektir. Sosyal medyada dolaşırken İşkur'un geçen bir açıklama yapmış olduğunu gördüm. Açıklama aynen şöyleydi "240 Bin kişi iş beğenmedi" İşkur  Lisans seviyesinde mezun olan insanların mezuniyetleri ile ilgili İş bulmaları konusunda yetersiz kalmaktadır. Örnek vermek gerekirse; Lisans mezunu bir insana torna tesfiye yada gaz altı kaynakçısı işleri önerilirse tabiki bu işler tercih edilmeyecektir. 

Dolayısı ile olayı herkes kendi açısından yorumlasa da gerçekler su götürmez bir şekilde karşımızda durmaktadır. Gelecek kaygısı nedeni ile insanlar  endişeli bir durumda. Milyonlarca insanın sabah kalktığında tek düşüncesi evine ekmek götürebilmek. İşi olanların hayıflanıp şikayet ettiği ,olmayanların ise  kapı kapı dolaşarak iş aradığı bir dünyada yaşıyoruz. Ülkemizde işe alımlar çoğu zaman referans  ve etiket odaklı yapılmaktadır. 

Yetenekli ve yaratıcı insanlara işletmeler genelde bir şans vermemekteler. Dolayısı ile bu bakış açısı uzun vadede ekonomik göstergelere de olumsuz bir şekilde yansıyacaktır. İşletmeler yetenekli ve yaratıcı beyinlerden çıkacak yeni fikirlerden  gelecekte de var olabilmek için daha fazla istifade etmelidir. Dolayısı ile işe alımlarda etiket odaklılık yerine yetenek ve yaratıcılık odaklı bir bakış açısı uygulanmalıdır. Bir toplumda milyonlarca işsiz varsa ve bunların çoğu da etiket ( Diploma ) odaklı işe alım dolayısı ile işsiz ise bu durumdan korkun! Bir şeyler yanlış uygulanıyor demektir.

Firmalar ve yöneticiler günü kurtarma ve koltuk kaygısı ile çalıştığı sürece insanların umutları güneşi sisli bulutların örtmesi gibi puslu ve belirsiz bir hale gelecektir. Yaptığınız her işte önce vicdanınıza danışın! Onun onayı olduktan sonra yapmaya çalışın. "Karakteri işe al ve yeteneği eğit"! İnsanlar bin bir güçlükle bir üniversite diploması alıyorlar. Üniversitenin ismi mi önemli yoksa karakter, yetenek ve yaratıcılık mı? Herkes bunu bir düşünsün. Yaptığımız her işin bir gün mutlaka bizlerden hesabı sorulacaktır. Kimsenin hakkını yemeyin! ve doğru olana şans verin!

Sislerden arınmış güzel günlerde herkesin güneşin pırıl pırıl yansıyan ışıklarında umut dolması dileğiyle...

Mesut YÜKSEL

13 Mayıs 2015 Çarşamba

ALGI OPERASYONLARI




Sosyal Medya'da son yıllarda sıklıkla duyduğumuz bir kelime olan "Algı Operasyonu" nedir? neden yapılır? bu konuda düşüncelerimi paylaşmak istedim. Bilimin, teknolojinin gelişmesi ile sosyal medya araçları da aynı hızla gelişme gösterdi. Her türlü iletişim araçlarının bir tık ötemizde olduğu bilişim çağında insanlar sosyal medya araçlarını oldukça aktif bir şekilde kullanmaya başladılar. Dolayısı ile izlediğimiz ve gördüğümüz her şey bizim bilinç altımızda aslında bize mesaj veren araçlardır. 

Gelin bu durumu örneklemeye çalışalım. Sosyal medyada sık sık özlü söz paylaşan insanlar görmekteyiz. Bu bizim bilinç altımıza  o sözü paylaşan insanın ne kadar hümanist ve duyarlı biri olduğu mesajını iletir. Peki aslında durum gerçekten de öyle midir? İşte bu bilinç altımıza yapılan bir algı operasyonudur. Gerçek olmayan bir şeyi yada olayı sürekli kamuoyuna dikte etmek eleştri ve algı yeteneği gelişmemiş insanları ikna etme yönünde başarılı sonuçlar vermiştir. 

Bu konuda bilim adamlarının yapmış olduğu  çalışmalar çeşitli mecralarda mevcuttur. İnsanlar gün geçtikçe farklılaşarak olduğundan farklı bir görünüm vermeye başladılar. Televizyonu açtığımızda siyasiler insanları etkilemek için sürekli algı operasyonu yapmaktalar. İnsani erdemlerden  yoksun olan bazı insanlar mevlana sözleri paylaşır oldu, yardımsever olmayan insanlar sosyal medyada kendisini tam aksi yönde tanıtma çabası içerisindeler. 

Yeteneğe ve yaratıcılığa değer vererek işe alımlarımızı gerçekleştiriyoruz sloganları ile öne çıkmaya çalışan bazı firmaların mülakatlarda tam aksi yönde davranarak insana saygı ve değer anlayışlarının sadece web sayfalarında bir cümle olarak kaldığını görüyoruz. 

Dolayısı ile insanlar olsun firmalar olsun  kamuoyunda algı operasyonu yaparak ve sübliminal mesajlar vererek bilinçaltımıza olduklarından daha farklı oldukları yönünde algı yaratmaktalar. Eleştri ve algı yeteneğimiz gelişmemiş ise kuzu postuna bürünmüş kurtları algılayamayız ve onların her söylediğine körü körüne inanırız.  Bunun için, çok okuyan, araştıran ve sorgulayan bir nesil yetiştirmemiz gerekmektedir.

Mesut YÜKSEL

Twitter Delicious Facebook Digg Stumbleupon Favorites More

 
Design by Free WordPress Themes | Bloggerized by Lasantha - Premium Blogger Themes | Colgate Coupons